16.04.2010

aşk ile...




yılın henüz ilk yarısını bitirmeden
bu yılda yaşamış olduğum en güzel olayı seçtim ...
konya gezisi .....
o ıssız çöldeki dipsiz kuyudan bir damla tatmak gibi iyi geldi
öncesi yokmuş ,sonrası zaten yok hesapta
o anı yaşamakmış asıl mesele
mevlevilerin o aşkı bulma yolunda sabırla katlandıkları sıkıntılar ..semada çoşkuya dönüşüyor sanki çile yerini sarhoşluğa bırakıyor
sanki hareket hali diğer tüm varlığı siliyor onların gözünden
"uyuma" diyor mevlana rubailerde
uyku ise inatla gözlerimize biniyor
kırmızı postunda şeyh vakarla elleri dizlerinde
"uyuma"

uykunun mekanı değil dünya
ve sabrın ilmek dokuyuşu ağır adımlarla giriyor semazenler ..hiç aceleleri yok bize inat


7.04.2010

anlama çabası


soru şuydu "gözlerimizi kaybetmek bize başka ney kaybettirir"
gözlerimizi kaybetmenin bizden alacakları değilde vereceklerini düşündüm bir an
mesela o sokağın başında pencere kenarında oturmuş manasız ve donuk bakışlı gencin neden evden çıkamadığını anlarız
...kaldırımlar... merdivenler ....taşıtlar ve insanlar ....kentin görmeyenler için ayrı bir çilehane olduğunu anlarız
Şen kahkahalar attıığımız dostlarımız ve suretimizi medh eden arkadaşlarımızın bu yeni durumda ne kadar samimi olduğunu anlarız ...
paramızı sarfettiğimiz o kıyafetler ve eşyalar aslında mana taşımıyormuş anlarız ..
internet başında geçirdiğimiz onca saat ile baharın gelişine şahit olmamanın
ve vahyin kitabını okumayı ertelemenin farkını anlarız .....
ve ailemiz hep yanımızdadır oysa en çok onları hırpalardık görüyorken ..anlarız
anlamak acı verir
acı insanı emzirir ve büyütür
kayıp olarak değilde kazanç olarak baksak sanki daha karlı olur
hepinizi bugün 30 dakika gözlerinizi bağlayarak hayatı idame etmeye davet ediyorum
anlamak için
vesselam