23.02.2009

bir itiraf

bunu yaşlanma belirtisi olarakmı görmeliyim bilmiyorum ..ama artık kendimle daha sık yüzleşir oldum ..bilirsiniz hani kişi kendisini hayal kırıklığına uğratan sözünde durmayan dostuna arkadaşına olan güvenini kaybeder ...

Tüm cesaretimle açıkça söylemeliyimki kendime güvenimi kaybettim ...sevgimi kaybettim inancımı kaybettim ..ben iflah olmaz serseri bir nefsin esiriyim ...tutamadım kendime verdiğim sözleri .. ve torpil yapmayacağım arkadaşlarıma diğer insanlara uyguladığım işlem kendimede uygulanacak kaybettim güvenimi kendime ....

K

a

y

b

e

t

t

i

m

2 yorum:

Adsız dedi ki...

s.aleykum esma,
bloğumda adresini görünce uğramak istedim /eski/ blogdaşımın sayfasına.

/yazın beni hüzünlendirdi/

seni güçlü biri olarak bilirdim...

bazan aldığımız kararlar yanlış olabilir, bunu farkedip hemen dönersek ve gurur yapmazsak kazananlardan oluruz.

"güven,sevgi ve inanç" bunlar insan için çok önemli. çünkü sonunda kaybedersek şayet hayvani bir yaşam içinde oluruz...hayata yeni bir sayfa açma vakti geldi sanırım

/sis perdesini dağıt etrafından. çünkü sis dağılmaz ise gelen kötülüğü göremez ve içine düşersin. ve bunu dağıtabilecek tek kişide sensin/

inşallah en kısa zamanda bunları aşıp tekrar eski haline döneceksindir

en güzele emanetsin
s.aleykum

Mevan dedi ki...

Selamun Aleykum abla,

Oldukça içten ve güzel yazın için tebrik ederim. Eklemek istediklerim var tabi. Öncelikle "La" rumuzlu abim/ablam/kardeşim ile şu anda ittifak halinde olduğum bir konu var. O da: şu kötümser durumundan bir an önce kurtulman.

Bu durumunun güçsüz bir insanın belirtileri olduğunu düşünemem, olsa olsa her canlıda var olan savunma mekanizmasının aynısının zihnimizde, benliğimizde, irademizde de bulunduğunun bir belirtisidir. Kırık kolla hiçbir akıllının, geçerli bir sebep yokken savaşmayacağı gibi. Bu güven kaybı belki de sadece beynin bir oyunudur kim bilir. Zihin, tuzaklarla dolu arka sokaklarda dolaşmaya bayılırmış.

Bunun yanında yanlışlarına karşın diğer insanlara duyduğun güven kaybını (ki bu konuda da hatalı olduğunu düşünüyorum, sonra değineceğim) kendine duyduğun güven kaybıyla karşılaştırman yeterince adil olmamış. Çünkü diğerlerini değiştirmek konusunda yapabileceğin fazla bir şey yoktur ama kendini değiştirmek konusunda da senden başka birisinin yapabileceği bir şey yoktur. Sanıyorum "Onlar kendi nefislerini değiştirmeikçe, Allah bir toplumun durumunu değiştirmez" mealindeki ayetin bir işareti vardır bu konuda.

İnsanların, kokuşmuş çamur ve Allah'ın nuru arasında yaratılmış olması çok manidardır. İnsanlar fıtratları gereği çamur ve nur arasında gidip gelir. Esfel-i Safilinden Alay-ı İlliyine kadar sayısız dereceleri var insanın gidip geleceği. Bir görüşe göre "insan" kelimesi "nisyan" kelimesinden türemiştir ve nisyana mübteladır. Allah "innel-insane-kane-cehula" der. Her şey bu kadar açıkken hangi insanın yapacağı bir eylem beni hayal kırıklığına uğratabilir ki? Belki biraz şaşırtır. :)) Bunun dışında zaten kimseye güvenmem ki! Sadece onlardan kuşku duymamaya çaba gösteririm. Çünkü güven duyup duymamak elimde değil, ama kuşku duymamak benim elimde. "Abi ben nerede bir tabut görsem, taşırım" misali...

Kendinle yüzleşmek ise, ihtiyarlık belirtisi değil... Kötü hiç değil... Sadece kendinle yüzleşirken bilincini açık, aklını adil, nefsini göz hapsinde tut... Cesur ol ve cesaret, korkusuzluk demek değildir; korkuyu hissederek onun içinden geçmektir. Erdemle, kararlılıkla, imanla... Evet... Özfarkındalık önemlidir. Şöyle bir bakalım...Hmmm. Evet en azından taş olmadığımızı anlıyoruz, başlangıç için yeterli. :))

Sevgin ve inancın mı? Onları da kurutmaya bıraktığın iki gül gibi kitap sayfalarının arasına bırakmışsındır herhalde. Bir kontrol et derim...

Çokça dualarını bekleyen kardeşin.
Selametle ve erdemle...