1.06.2008

ALIŞTIĞIMIZ BİR ŞEYDİ YAŞAMAK


Anladık insan kaybederek yürüyor.çıkınından düşürerek devam ediyor yola,azalarak ,eriyerek.
Bu yokuşlar böyle oluyor anladık.Bu genişleme dağılmak demekmiş,bu alınan büyük nefes zehirliymiş meğer.bir vakitler tortop dürülen kainat....
Atılmış yünler gibi dağılıyor
Seyyareler yere düşüp galtan oluyormuş;en güzel incilermiş güzel kadınların boyunlarında mosmor ölüm izleri bırakan .Biz bunu böyle bilmez idik meğer böyle imiş.
*
İnsanlar yanyana sırasıra insanlar.Kimi sırrı kavlamış bir bakır sahan .Kimi kalbinde çatlamış bir toprak testi.insanlar yanyana sırasıra insanlar.Kalplerinden geçen ipe dizilmiş, bir acının som ibrişimi....Kanıyorda kanıyorlar.Kimi parlıyor yemyeşil,kimi kapkara güherçiliye batık.Kimi ayakta duruyor,kimi yürüyor toprak altında.Onlar ki bir deniz.Damla olsan içlerinde bir türlü ,üstlerinde kıt'a olsan bir...Biz insanız beğim;gündüz kelebek,gece kurt,
*
Bugün elimizde soluveren ne?
Ne gözlerimize doluveren?
Güneşi kapatan ne ,önümüze gerilen?
Yüzümüze atılan ne ,elimizden alınan ?
Arkamızda kalan çocuk burnunu çeke çeke ağlarken ...
nereye götürüyor bizi alan tren ?
"zaman "demiştirPeygamber,"zaman kısalacak""öyle ki,bir yıl bir ay gibi...
Bir ay bir hafta gibi...
Bir hafta bir gün gibi...
Bir gün bir saat gibi ...
Ve bir saat de kuru hurma dalının yanıp bitivermesi kadar çabuk ....."
Ellerimizden etrafa yanmış dalların külleri saçılıyor .
Dünya açılıyor ve fakat kapalı gözlerimiz.
bunun türkçesini demiştir Cahit Sıtkı:
"alıştığımız bir şeydi yaşamak ..."
alıştık ,mübtela .
Alıştık ve işte o kadar
Süleyman Çobanoğlu

Hiç yorum yok: