2.06.2008

terapi-5


Yine ben geldim....................


Bu randevuların niye alındığını ben de anlamıyorum .yaptığımız konuşmaların ,verdiğiniz ilaçların hiç bir faydasıda yok bilmenizi isterim.



Ben bunları yaşadım !!... unutmak zihnimdeki geçmişi silmiyor maalesef.İlk günlerde bende formüller geliştirdim zihnimde unutmaya yönelik .ama hepsi geçici doktor .



Anlatayım mı yaptıklarımı?
İlk başta tvye sapladım gözlerimi .saatlerce... günlerce... ayırmadan ....gözümün önünden geçen renkler, oyaladı zihnimi.farketmiyordu sinema yada reklam filmi...başka hiç birşey düşünmemeye çalışarak ve kimseleri işitmeden bakıyordum televizyona..sonrasında bunun sağlıklı olmadığına karar verdim tv insanı robotlaştırıyor ve bana yakışmıyordu bu..


Sonrasında okumaya başladım ama bundada sınır yoktu.zihnimi işgal edecek herşeyi okuyordum.bulabildiğim ,alabildiğim mukaddimesi etkili yazılmış her kitabı .Gün bitiyordu ama kitap bitmedikçe uyuyamıyordum .ve yine kimseyi işitmiyordum okurken..
Gazete ve dergilerden beğendiğim yazıları, küpürleri kesiyordum .derginin bütününü saklamaktan daha cazip geliyordu bu.Bi gün bi nefes arası annemin feryadını işittim .hayattan koptuğumu farkettirdi bana .bıraktım kitapları .kestiğim küpürleri sakladım .dışarı çıkmalıydım


Hayat akıyordu dışarda .....ben içerde kendimi kandırırken çocuklar büyüyordu dışarda ..yaşlılar ölüyordu hatta.............
Yeni görmüş gibi baktım karşılaştığım herşeye .
ilkkez büyük bir gövdenin üstünde yükselmiş üzerinde yeşil yapraklar ince .kalın dalar ağaçları keşfettim .......çam , selvi ,çınar ,kavak farklarını gözettim.

Dağdaki patika yolda küçük yürüyüşler yaptım .eve dönerken ağaçların kabuklarından ,bulduğum yumuşak taşlardan numune getiriyordum.Annem nisbeten iyi karşılıyordu bu durumu .en azından dışarı çıkıyordum .

......................................

şimdilik yeter bu kadar .

merak etmeyin toparlıycam kendimi .

bi Çobanoğlu yazısına bırakırsam zihnimi,

eski bir türkünün içtenliğine sığınırsam ,

bir ıhlamur ağacının tatlı kokusu deyerse yüzüme hiç bi şeyim kalmıycak .

yetmezse bi inşirah deydiririm dilime..............haziran 1999

3 yorum:

Adsız dedi ki...

türkülerde başka bi şey var sanki insanı ferahlatan bişey .hele neşet ertaş türküleri ise .. ,ıhlamur çiçeçiğinin kokusuda insanı sarhoş eder :)bende kullanıcam bu formülleri eyvallah

Adsız dedi ki...

Ihlamur çiçekleri mi? Hadiiii yapmayın!!! Bahanelere sığınmak da neyin nesi? Okyanusa açılmak istiyorsunuz oysa daha sığ sularda boğulursanız bir amacınız yok demektir. Her ne kadar sevmesem de adam gibi laflar edebilmiştir Nietzsche:

"Dans eden bir yildiz dogurmak isteyen, önce kendi içinde büyük taskinliklar ve kaos yasamak zorundadir"

Tekrar "Yalnızlığını kucaklamak" dememe gerek var mı bilmiyorum ama şunu söylemeliyim ki; sırtı dönmekle bitirilemez hiçbir şey.

Onların içinden geçmek gerek...

Cesaretle... Erdemle...

havzen dedi ki...

yüzleşmelisin diyorsun ....anladım